-
Çanakkale Muharebeleri – Anlatım ve Değerlendirme
Çanakkale Savaşı’nın stratejik, operasyonel ve taktik planlamaları hangi düşüncelerle yapıldı, nasıl uygulandı? İtilaf tarafı ve Türk tarafı savaşa nasıl hazırlandı, elindeki kuvveti nasıl kullandı, olanakları arasındaki orantısızlık, elde ettikleri sonuçlara nasıl yansıdı? Tek tek muharebelerde hangi dikkate değer olaylar yaşandı? Hayatını Çanakkale Savaşı’nın muharebe coğrafyasını adım adım incelemeye ve komutanından erine dek savaşa katılmış askerlerimizi isim isim araştırmaya adayan Şahin Aldoğan, yarım asırdır sürdürdüğü çalışmalardan süzdüğü değerlendirmeleri okurla paylaşıyor. Her bir çarpışmanın özetlenip İtilaf tarafı ve Türk tarafı olarak ayrı ayrı ve ayrıntısıyla değerlendirdiği kitapta, kafalarda soru işareti olarak kalmaya devam edenler dahil, birçok olaya ilişkin bilgi ve tecrübe dolu yorumlar okurla buluşuyor. Başta Mustafa Kemal olmak üzere kişisel inisiyatifleriyle yurt savunmasını kahramanlık düzeyine çıkararak bu zaferi bize armağan edenlerin anıları onurlandırılıyor.
-
Çankaya
Kurduğu Cumhuriyet’le adını tarihin şanlı sayfalarına yazdıran, Türk’ün ne olduğunu dünyaya gösteren, olağanüstü şartlarda ortaya çıkmış sıra dışı bir liderdi Atatürk. O işgal edilmemiş yeri, zaptedilmemiş toprağı kalmayan bir milletin küllerinden doğmasına önderlik etti.
Büyük başarılara imza atmış Atatürk hakkında birçok kitap ve makale yazıldı. Atatürk hakkındaki her şey etraflıca tartışıldı., hala tartışılıyor. Bu yazılanların birçoğu ancak Atatürk öldükten sonra yazıldığı için, onu tanıyanların ilk elden verdiği bilginin kıymet-i harbiyesi daha önemlidir.
-
Çeşitli Yönleriyle Birinci Dünya Savaşı
Coğrafi keşiflerden itibaren dünyanın büyük bölümünde koloniler ve ticari tesisler kurarak buralardaki kaynakları kendi anavatanlarına taşımak suretiyle zenginleşen büyük devletler, sanayi inkılâbından sonra hızla endüstrileşmeye başlamışlardı. Sanayileşme ve üretimdeki artış, yeni sömürge alanlarına, dolayısıyla hammadde ve pazara duyulan ihtiyacı da beraberinde getirmişti. Böylelikle teknolojik üstünlüğe bağlı olarak; siyasi, askeri ve ekonomik açıdan cihan hâkimiyeti için bir rekabet ortaya çıkmıştı. Dünya siyasetinde XX. Yüzyıla kadar İngiltere, Fransa ve Rusya söz sahibi konumdayken, artık Almanya ve İtalya da sömürgecilik yarışına katılmış, Avusturya Macaristan İmparatorluğu da bu rekabete dâhil olunca üçlü ittifak ortaya çıkmıştı. Diğer tarafta ise İngiltere, Fransa ve Rusya itilaf bloğunu oluşturmuştu.
-
Chronique d’Atatürk
Les Turcs sont pratiquement unanimes à affirmer leur vocation européenne et leur ancrage dans la modernité occidentale. Et ils font valoir un héritage qu’ils n’ont jamais trahi : celui du créateur de la Turquie moderne, Mustafa Kemal Atatürk. Son histoire est l’une des grandes épopées du XXe siècle.
-
Cumhuriyet Şehidi: Osman
Mustafa Kemal Paşa`nın muhafız kıtasının komutanı olup Kurtuluş Savaşı`nda başta Karadeniz bölgesinde olmak üzere birçok cephede büyük başarılar gösteren Giresunlu Topal Osman Ağa, 1923`te Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey`in bir suikast sonucunda öldürülmesi nedeniyle şüpheli olarak görüldü ve hakkında yakalama emri çıkarıldı.
-
Devlet Kuran Zafer 30 Ağustos ve Kahramanları
Bu kitabın temel amacı; millî tarihimizin dönüm noktalarından birini teşkil eden “Başkomutanlık Meydan Muharebeleri” ve sonunda, Türk’ün Yunan’ı “harim-i ismetinde boğduğu gün” olan 30 Ağustos 1922’de Zafertepeçalköy’de kazanılan “Büyük Zafer”i her yönüyle ortaya koymaktır. Aynı zamanda, zaferin büyük kahramanlarının ve vatan müdafaasında sonsuzluğa uğurladığımız aziz şehitlerimizin ülküsünü kafalara ve gönüllere işlemek ve onlara unutulmazlık vasfı kazandırmak; yeni nesillere tarih ve millet şuuru kazandırıp, aydınlık geleceğimizin kurulmasına katkı yapmak da hedeflenmiştir.
-
Devlet-i Aliyye – Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar I
Devlet-i ‘Aliyye, Osmanlı tarihçiliğinin çağımızdaki en büyük isimlerinden Halil İnalcık’ın yarım yüzyılı aşan çalışmalarının bir ürünü. Eserin bu ilk cildi, Osmanlı Devleti’nin bir beylikten Orta-Doğu ve Balkanlar’ı hükmü altına alan güçlü ve köklü bir imparatorluk haline gelişine odaklanıyor.
İnalcık Osmanlı Klasik Dönemi’ni sadece siyasi tarih olarak ele almıyor. Siyasi tarihin toplumsal-ekonomik alt-yapısını, yani nüfus hareketleri, göçler, kitlelerin temel ihtiyaçları, tarım ve ticaretin bu ihtiyaçları karşılama şekilleri ve şehirleşme konularında da analizler yapıyor. Tarihsel sorunları açıklamada geçmişten gelen geleneksel zihniyet ve kurumlar çerçevesinin tespitine girişiyor.
-
Devlet-i Aliyye – Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar II
Halil İnalcık Devlet-i ‘Aliyye’nin ilk cildinde, Osmanlı Devleti’nin bir beylikten güçlü ve köklü bir imparatorluğa dönüşümünün öyküsünü konu ederek geniş kitlelere ulaştı. Okuyucuların merakla beklediği ikinci cildin konusu, imparatorlukta padişahlık otoritesinin yok oluş sürecinde çeşitli odakların iktidarı ele geçirmek için verdiği mücadele…
Halil İnalcık, dönemin tarihçilerinin “tagayyür ve fesad”, yani bozuluş ve kargaşa olarak adlandırdıkları bu durumu, o çağın kaynaklarından ve az bilinen arşiv belgelerinden de yararlanarak günümüz okuyucusu için anlatıyor, yorumluyor.
-
Devlet-i Aliyye – Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar III
Bu cilt, hem Macaristan’daki bir buçuk yüzyıllık Osmanlı hâkimiyetinin sonunu hızlandıran, hem bu yöredeki en önemli müttefik olan Kırım Hanlığı’yla ilişkilerin kaderini belirleyerek Rusya’nın yeni bir güç olarak bölgede ortaya çıkışının ilk belirtilerinin görülmesine yol açan İkinci Viyana Seferi’yle sonlanıyor.
-
Devlet-i Aliyye – Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar IV
Devlet-i ‘Aliyye’nin dördüncü cildi, Osmanlı Devleti’nin geçirdiği askeri ve mali dönüşümü mercek altına alarak başlıyor. 18. yüzyılda güç kazanan âyânların kurduğu düzene karşı merkezi otoritenin yeni yöntem arayışlarıyla devam ediyor.
-
Doğuda Bir Türk Ziya Gökalp
Farklı yönleriyle Gökalp, Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne doğru çıkılan bu yolculukta 20. Yüzyılın Medeniyet Öncüsü, Filozof, Sosyolog, Müteffekkir ve Yeni Türkiye Modelinin öncüsü, Bir Asker Duası, Çocuk Edebiyatı ve Halk Edebiyatı Kurucusu. Çocuklarına hasret kaldığı bu yolculukta, Türk-İslam Felsefesini bize öğreten Yeni/Halk Edebiyatı’nın mihenk taşı okunulası bir eser olan roman Gökalp’a ithafen yazılmış olup, günümüzde de Milli Edebiyatın ne kadar önem arz ettiğini anlatmaktadır.
-
Dr. Rıza Nur Dosyası
… Bazı çevrelere göre Dr. Rıza Nur’un Hatıraları, ‘hezeyan’; bazı çevrelere göre de, yakın tarihimizin bakir gerçekleri üzerine ışık tutan müthiş ifşaat, ‘Türk tarihine kıymetli bir vesika’, ‘Cumhuriyet dönemine ilişkin sivil belge”, “çok kıymetli, zengin ve ibret dolu tarihi vesikalar yığını”, “alternatif tarih için çok önemli bir kaynak”tır.
Kim haklı?
“Turgut Özakman”, “Dr. Rıza Nur dosyası” adlı incelemesinde bu soruları, yine Dr. Rıza nur’un yardımıyla yanıtlıyor.
-
Erzurum’dan ölümüne kadar Atatürk’le beraber Cilt 1
Denizli Milletvekili rahmetli Mazhar Müfit Kansu’nun “Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber” başlığı altında 4 Mart 1948’den başlamak üzere Son Telgraf gazetesinde çıkmış olan hatıraları Kurtuluş Savaşımızın en önemli belgelerinden biridir. Bu hatıraların Kurumumuz yayınları arasında basılmasına Yeni Çağ Kolumuzun 26 Nisan 1963 tarihli toplantısında karar verilmiştir. Atatürk’ün Büyük Söylevinden sonra Mazhar Müfit Kansu’nun bu anıları, Mustafa Kemal’in Erzurum’a varışıyla Ankara’da Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı arasında geçen evre için en önemli kaynaktır. Onun hemen hep günü gününe tuttuğu notlar birçok olayın nedenlerini ve iç yönünü aydınlatmakta, birçok tarihsel gerçeği meydana çıkartmakta, Osmanlı Devleti’nin son ve Anadolu’da yeni doğan devletin ilk anları üzerine ışık tutmaktadır.
-
Eski Türklerin Kutsal Mezarları Kurganlar
Kitapta kurganların mimari özellikleri, yerleşim düzeni ve mezar sembol ve ritüelleri ön plana alınmış, bu konudaki bilgiler kendi yöntem-sınıflandırma anlayışımıza göre derlenmiş ve değerlendirilmiştir. Kurgan mezarları içerisindeki sanat ve arkeoloji ve başka alanların buluntularının önemli örneklerinin neler olduğu ve mezarda bulundukları yerler ifade edilmiştir. Türkiye’de bu konu ve kapsamda kaleme alınmış henüz ilk kitap olması sebebiyle, bu çalışmanın Türk araştırmacı, bilim insanları ve meraklılarına önemli bir kaynak teşkil edeceğini düşünüyoruz.