-
Eski ve Modern Türkler
Mustafa Celâlettin Paşa, Türk dilinin yabancı kelimelerden arındırılmasını ister. Arap alfabesinin Türk diline uygun olmadığını belirtir, bunun yerine latin alfabesini önerir; bununla da kalmaz, oğlu Enver Celâlettin’e Latin alfabesiyle Türkçe mektuplar yazar. Türk kültürünün daha MÖ 2 binli yıllardan bu tarafa nasıl geliştiğini, nasıl yayıldığını, Çin, Moğol, Fransız, Avrupalı misyoner kaynaklarından aktararak, bugüne kadar hiç bilmediğimiz, üstü örtülen tarihimizi de daha 19. yüzyılda ortaya koymaktadır.
-
Fâtih Sultan Mehemmed Han
Halil İnalcık’ın “Fâtih Sultan Mehmed” hakkında kaleme aldığı bu kapsamlı çalışma, zengin bibliyografyasıyla da araştırmacılar için eşsiz bir kaynak niteliğindedir.
-
Geometri
Bu kitabı Atatürk, ölümünden bir buçuk yıl kadar önce, 3. Türk Dil Kurultayı’ndan hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayı’nda kendi eliyle yazmıştır.
1936 sonbaharında bir gün Atatürk beni, Özel Kalem Müdürü Süreyya Anderiman’ın yanına katarak Beyoğlu’ndaki Haşet Kitabevi’ne gönderip uygun gördüğümüz Fransızca geometri kitaplarından birer tane aldırttı. Bunlar Atatürk’le birlikte gözden geçirildikten sonra, yazılacak geometri kitabının genel tasarısı çizildi. Bir süre sonra ben ayrıldım ve kış aylarında Atatürk bu yapıt üzerinde çalıştı.
Elinizdeki kitapçık bu emeğin ürünüdür.
– A. Dilaçar
-
Hata Neredeydi? – Doğu’nun 300 Yıldır Cevabını Aradığı Soru
İslâm dünyası, yüzyıllar boyunca hem askerî ve ekonomik anlamda hem de uygarlık sanatları ve bilim gibi alanlarda öncüydü. İnsanlığın en ön safında, oldukça kuvvetli bir biçimde yerini almıştı. Peki nasıl oldu da aynı yüzyıllar boyunca “barbarlığın” ve “dinsizliğin” karanlığına batan, öğrenilecek ve korkulacak hiçbir şey barındırmayan yer olarak gösterilen Hıristiyan Avrupa bir anda öne geçmişti? Her şey nasıl bu kadar çabuk değişmişti? Savaş meydanlarından ekonomik pazara, kamudan özel hayata kadar Batı hangi kuvvetleriyle zafer üstüne zafer kazanmıştı?
-
İkinci Haçlı Seferi 1148
Tarihin en büyük savaşlarının ayrıntılı dökümleri, çarpışan kuvvetlerin komuta stratejileri, muharebe taktikleri, askerî harekâtların düğüm noktaları.
Urfa Kontluğu’nun düşüşü ve Zengîlerin yükselişi, Bizans İmparatorluğu’nun gücünü toparlayışı, İkinci Haçlı Seferi’nin vazedilişi, Kutsal Topraklar’a yürüyüş, Şam kuşatması fiyaskosu ve sonuçları.
-
İmparatorluktan Cumhuriyete
Osmanlı sosyal tarihine ve modern Türki̇ye’nin doğuşuna Halil İnalcık bakışı…
Tarih alanında dünyanın tartışmasız en büyük isimlerinden biri olan Halil İnalcık’ın, Osmanlı sosyal tarihi ve modern Türkiye’nin ortaya çıkışıyla ilgili çalışmaları bir arada.
-
İngiliz Basınında Millî Mücadele ve Mustafa Kemal Paşa
1919-1922 yıllarında Millî Mücadele ve Mustafa Kemal Paşa ile ilgili İngiliz basınında çıkmış haberlerin incelendiği bu çalışma; konusu itibarıyla yapılmış ilk kapsamlı araştırma olmasının yanında Türk milletinin varoluş mücadelesine ayrı bir pencereden bakma gayreti taşıyor. Sadece birkaç köşe yazarının değil, dönemin önemli siyasi ve askerî isimlerinin açıklamalarının bulunacağı çalışmada, son derece çarpıcı başlıklar ve bilgiler, okurların ilgisini bekliyor.
-
İngiliz Belgeleriyle Sakarya’dan İzmir’e
Bilâl N. Şimşir’in “İngiliz Belgeleriyle Sakarya’dan İzmir’e” kitabı, yeni eklenen “İzmir’den Lozan’a” bölümüyle “genişletilmiş basım” olarak yenilendi.
Yaklaşık 150 sayfalık bu yeni bölümde İzmir’in kurtuluşu sonrası, Lozan’ı da kapsayan gelişmeler yine belgeleriyle ayrıntılı olarak işleniyor.
-
İşgalden Kurtuluşa İstanbul
Osmanlı Devleti 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalayarak Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik olarak ayrıldı ve işgal kuvvetleri İstanbul’a girmeye başladı. 13 Kasım 1918 günü trenle İstanbul’a gelen Mustafa Kemal Paşa, Haydarpaşa Garı’ndan bir istimbot ile denize açıldı ve karşısında işgal güçlerine ait olan donanma bulunuyordu. O sırada ağlayamaya başlayan yaveri Cevat Abbas’a dönerek “Ağlama çocuk, GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER,” dedi…
-
İstanbul’un Fethi 1453
Türk okuyucusunun Ortaçağ askeri tarihi hakkındaki eserlerine aşina olduğu İngiliz tarihçi David Nicolle, dünya tarihinin bu önemli dönemecini mercek altına alıyor. Çeşitli dillerdeki birincil ve ikincil kaynakları yaratıcı bir dikkatle sentezleyen bu kitap, Konstantinopolis kuşatmasının çok az değinilmiş bir veçhesi olan yeraltında lağım savaşlarını; Hıristiyan askerlerin Osmanlı ordusunda oynadığı rolü ve deniz gücünün kuşatmanın kaderini belirleyen kilit önemini gündeme getirmesiyle konuya dair eserler kitlesi içinde kendine özgü bir yere de oturmaktadır.